Bir zamanlar ülkenin dört bir yanında yankı uyandıran bir olay, 7 yıl sonra tekrar gündeme geldi. 2016 yılında, bir parktaki çalıların arasında ölü bir bebek bulunduğunda herkes şok oldu. O zamanlar, olayın ardındaki sır perdeleri aralanamamış ve toplumda büyük bir huzursuzluk yaratmıştı. Ancak geçen yıllar içinde, intihar ve cinayet gibi çeşitli teoriler eşliğinde, bu kederli olayın gerçekleri örtbas edilmiştir. Şimdi, detaylı bir şekilde bu korkunç olayın arka planına inelim.
Başlangıçta, bebek cesedinin etrafında bulunan bir çikolata poşeti dikkat çekmişti. Olay yerindeki ilk incelemeler, çikolata poşetinin bebekle doğrudan bir bağlantısı olmadığını gösteriyordu. Ancak, bebekle aynı bölgede bulunan diğer kişilerin ifadeleri, bu poşetin varlığının bazı ipuçları taşıyabileceği yönünde. Söz konusu çikolata poşetinin, bir çalışanın izinsiz olarak iş yerinden getirdiği bir ürün olduğu duyumları ortaya çıkmıştı. Bu detay, olayın polis soruşturmaları sırasında birkaç kez gündeme geldi, ancak ceset ile çikolata poşeti arasında net bir bağlantı sağlanamadı.
İlk başta, bebekle ilgili aldıkları tanıtımlarda, onu terk eden ebeveynlerin arandığı belirtildi. Fakat, günler geçtikçe, olayın araştırılması derinleştirildi. Yerel halkın tanıkları, genç bir kadının bebekle birlikte parktayken görüldüğünü iddia etti. Ancak, görgü tanıklarının ifadeleri çelişkiliydi ve bunlar, polisin çok sayıda araştırma yapmasına rağmen, bir sonuç elde edilememesine neden oldu.
2016 yılına geri dönüldüğünde, devlet yetkilileri olayın peşinde kararlılıkla ilerlemekteydi. Ne yazık ki, ceset üzerinde yapılan otopsi, bebeğin sebebi bilinmeyen bir hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini gösterse de, cinayet ihtimali hiçbir zaman tamamen göz ardı edilmedi. 2023 yılında, bir ihbar sonucunda, olayın gerçek failleri bulundu. 7 yıl boyunca gizli kalan ve çikolata poşetinin sırlarıyla bağlantılı olduğuna inanılan bir aile, olayın açıklığa kavuşmasında kilit rol oynadı. Aile bireyleri, sektördeki düzensizliklerin ve açgözlülüklerin etkisi altındayken, olayı örtbas etmeye çalıştıkları ortaya çıktı.
Soruşturmalar sonucunda, bebek ölmüş olsa bile, üzerindeki damga ile birlikte, o dönemlerde yaşanan kaçakçılık faaliyetlerinin kapaklandığı anlaşıldı. Bu durumda, çikolata poşeti aslında bir kılıf veya saklama yeri olarak kullanılmıştı. Türkiye'nin dört bir yanında yasadışı yollarla getirilen bu bebek, kötü niyetli kişiler tarafından dünya çapında bir organize suç şebekesine dahil edilmişti.
7 yıl boyunca takip edilen ipuçları, bu şebeke ile bağlantılı olan kişilerin kimliğini açığa çıkardı ve sonunda bambaşka bir kara denklemle karşı karşıya kalındı.
Bugün, mahkemede açılan dava, hem toplumu hem de yargı sistemini derinden sarsacak. İnsan hayatına yapılan bu kadar büyük bir müdahale karşısında, pek çok kişi adaletin yerini bulacağına dair umut besliyor. Bu bebek olayı, tüm toplum için bir uyarı. Anne-babaların, himaye altındaki varlıklarının güvenliğine daha fazla dikkat etmesi gerekmektedir. 7 yıl boyunca saklanan bu korkunç gerçek, bir daha asla unutulmayacak ve toplumu etkileyen bir travmaya sebep olacaktır.
Olayla ilgili yürütülen soruşturmalar devam ederken, bu ve benzeri kötü niyetli davranışların üstüne gidilmesi, yasaların katılığı ve hızlı işlem yapma kabiliyetinin gerekliliğini bu olay bir kez daha ortaya koymaktadır.