Okuma, insan hayatında derin bir yer tutar; bilgi edinmenin, hayal gücünü geliştirmenin ve kişisel birikimi artırmanın en etkili yollarından biridir. Bu sıralar okuma alışkanlıkları teknolojik gelişmelerle birlikte değişiyor olsa da, 71 yıldır süregelen bir okuma tutkusuna sahip olan bir adam, bu durumun aksine eski yöntemlerin ne kadar değerli olduğunu bizlere hatırlatıyor. 8 yaşında kitaplarla tanışan bu adam, hayatını kitaplarla şekillendirirken, genç nesiller için de örnek teşkil ediyor.
Okuma serüveni, 8 yaşında, aile kütüphanesindeki ilk kitaplarla başlayan Ali Bey, henüz çocuk yaşında kitapların dünyasında kaybolmanın tadını çıkarır. İlk olarak eline geçen masal kitapları, onu fantastik dünyalara götürür ve hayal gücünü besler. Zamanla, edebiyatın yanı sıra tarih, felsefe ve bilim kitaplarına yönelir. Okuma alışkanlığını kazanırken, büyük yazarların eserlerine olan hayranlığı ile kendini geliştirmeye başlar. Ali Bey, o dönemlerde okuduğu eserlerin sadece bilgi kazandırmakla kalmadığını, aynı zamanda yaşamına farklı perspektifler kattığını vurguluyor.
Ali Bey’in hayatındaki okuma sevgisi, gençken edindiği alışkanlıkların yanı sıra, yaşadığı dönemlerin de bir etkisi olduğunu dile getiriyor. 1950’lerde ve 60’larda kitaplar, bilgi ve eğlence kaynağının en önemli parçasıydı. O dönemlerde kitap bulmanın zorluğu ve birkaç kez okuduğu eserlerin ona kattığı deneyimler, onun okuma sevgisini katlamasına neden oldu. Günümüzde ise internetin, e-kitapların ve dijital platformların arttığı bir dönemde, Ali Bey geleneksel kitap okuma yöntemini savunarak, kağıtların yerini “sayfalar dolusu anı” dediği anılarla doldurmayı tercih ediyor. "Kitapların sayfalarını çevirmek, kelimelerin arasında kaybolmak, dijital ortamda elde edilemeyecek bir duygudur" diyor.
Ali Bey, okumanın sadece bireysel bir eylem olmadığını, aynı zamanda sosyal bir faaliyet olduğunu da belirtiyor. Kitap okuma gruplarına katılmak, tartışma forumları oluşturmak ve okuduğu eserler üzerine sohbetler yapmak, onun kitaplarla olan bağını güçlendiriyor. Bu açıdan okuyuculara sunduğu tavsiyeler arasında, okuma alışkanlığını yalnızca bireysel bir tutku olarak değil, toplumsal bir eylem olarak değerlendirmeleri yönünde. Bu yaklaşım, gençler arasında kitap kültürünün gelişmesine de katkı sağlıyor.
71 yıllık okuma hikayesi ile Ali Bey, genç okuyucuların gözünde bir örnek teşkil ediyor. Eserlerin, günlük yaşamı zenginleştiren bir kaynak olabileceği fikri, onun yaşamının merkezinde yer alıyor. Okuma alışkanlığının düsturlarını genç nesillere aktararak, bu tutkunun nesilden nesile geçmesine katkı sağlamayı hedefliyor. Geleceğin okurları ise, belki de Ali Bey’in hikayesinden ilham alarak, kitaplarla buluşacakları ilk anı dört gözle bekliyorlar.
Ayrıca, Ali Bey'in hikayesi, okumanın bireysel bir yolculuk değil, aynı zamanda bir topluluk deneyimi olduğunu göstermektedir. Bugünlerde birçok insan, sosyal medyada okudukları kitapları paylaşarak, kendi okuma serüvenlerini başkalarına da aktarırken; Ali Bey gibi bu tutkuya yıllarını vermiş bireyler, farklı açılardan okuma kültürünü zenginleştiriyor. "Okurken duyduğunuz hissiyat, kitabın büyüsü ve ruhunu anlayabilmek için o sayfaları çevirme arzusudur" diye belirtiyor.
Özetle, 71 yıl boyunca kitaplara duyduğu aşkı koruyan Ali Bey, birçok insana örnek bir hikaye sunuyor. Okuma sıradan bir alışkanlık değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi haline geldiğinde, hayatımızı zenginleştirdiği gerçeği herkes tarafından kabul ediliyor. Kitapların sonsuz dünyasında kaybolmak ve bu yolculuğu paylaşmak, gelecekte daha fazla insanı okuma aşkıyla buluşturmaya yardımcı olacaktır.