Son dönemlerde yaşanan trajik olaylar arasında yer alan ve herkesin dikkatini çeken bir kayboluş hikayesi, Belgrad Ormanı'nda 4 gün süren arama çalışmalarının ardından son buldu. Ünlü mimar Ece Gürel, 4 gündür haberdar olunmadan kaybolmuştu. Arama kurtarma ekipleri, gizemli bir kayboluşun ardından Gürel’i ölü olarak buldu. Ancak, bu acı haber, alıştığımız bir şekilde değil; onun hikayesinin sonunu çok hızla değiştirdi ve herkesin yüreklerini dağladı. Hastaneye kaldırılan Ece Gürel, burada yaptığı mücadeleye rağmen hayatını kaybetti.
Mimar Ece Gürel, sadece mimarlık alanında değil, aynı zamanda toplumsal gelişim projeleriyle de tanınan bir isimdi. İstanbul Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi aldıktan sonra, çevresel tasarım ve sürdürülebilir şehirler üzerine yüksek lisans yaptı. Müze, kültürel merkezler ve insan odaklı yapılar gibi birçok önemli projede imzası bulunan Gürel, birçok uluslararası yarışmada ödüller kazanmış bir tasarımcı olarak biliniyordu. Aynı zamanda mimari alanında genç yetenekleri destekleyen staj programları başlatarak toplumsal bilinç oluşturma çabalarına katkıda bulunmuştur.
Gürel, mimarlık kariyerinin yanı sıra sanat etkinliklerinde, çevre bilincini artıran çalışmalar yaparak toplumun farklı kesimleriyle buluşmuş, sürdürülebilir yaşam ve tasarım konularında seminerler vermiştir. Kendisi yalnızca bir mimar değil, aynı zamanda aktif bir toplumsal reformist olarak da ön plana çıkmıştır. Ece Gürel’in hayatı, mimarlık ve toplumun birleştiği bir noktada biçimlenmişti; kaybolması, bu birikimi ve hayalleri bir anda yok oldu anlamına geliyordu.
Haber, Ece Gürel’in ailesinin ve arkadaşlarının endişeleriyle ilgili endişelerini artırdı. 20 Eylül tarihinde sabah saatlerinde Belgrad Ormanı’na yürüyüşe çıkan Gürel, akşam saatlerine doğru geri dönmedi. Ailesi hemen polise başvuruda bulundu ve kaybolan mimarın bulunması için arama çalışmaları başlatıldı. Belgrad Ormanı’nın geniş ağaçlık alanları, arama kurtarma ekipleri için zorlu bir mücadele haline geldi. 4 gün süren çalışmalar sonucunda kaybolan mimar, ormanda bulundu; ancak ne yazık ki hastaneye sevk edildikten kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.
Olayın ardından yapılan ilk incelemelerde, Gürel’in sağlık durumu hakkında net bilgiler bulunmasa da bir kaza ya da doğal bir rahatsızlık nedeniyle kaybolmuş olabileceği düşünülüyor. Ailesi ve yakın arkadaşları, Ece’nin doğa yürüyüşlerinden büyük keyif aldığını ve her zaman dikkatli davrandığını belirtiyor. Ancak bu beklenmedik kayboluş ve acı son, birçok soru işareti bırakmakta. Gürel’in son günlerinde yaşadığı bir stres, depresyon ya da başka bir sıkıntının olup olmadığı merak ediliyor. Özellikle iş dünyasında ve sosyal çevresinde bu tür durumların nasıl izlenmesi gerektiği konusunda tartışmalara yol açtı.
Bu trajik olay, sosyal medya üzerinde de yankı buldu. Mimarlar ve sanatçılar, Ece Gürel’in kaybının ardından açtıkları başsağlığı mesajlarıyla birlikte, böyle kayıpların önlenmesine yönelik çağrılarda bulundular. Ayrıca, doğal alanlarda yürüyüş ve spor yaparken dikkatli olunması gerektiği ile ilgili farkındalık kampanyaları başlatılması gerektiği vurgulandı. Sağlık ve güvenlik önlemlerinin artırılması, özellikle yalnız veya uzun süre yürüyüş yapacak kişiler için önemli bir gündem maddesi haline geldi.
Hayatının son döneminde Ece Gürel’in daha fazla projeye imza atmayı planladığı biliniyordu. Genç mimarların desteklenmesi için çeşitli organizasyonlarla işbirliği yapmayı hedefliyordu. Ancak şimdi, bu hayallerin ve hedeflerin geride kaldığı bir acı vaka olarak hafızalarda yer edecek. Gürel’in gökyüzüne yükselen hayalleri, herkesin hayal gücünde ve kalplerinde yaşamaya devam edecek; ama kaybı, mimarlık dünyasında bir eksiklik yaratacak ve onun iz bırakan projelerine ihtiyaç duyulacak.
Sonuç olarak, Ece Gürel'in kayboluşu ve akabindeki vefatı, sadece onun hayatının sonlanışı değil, aynı zamanda bir sosyal mesele haline geldi. Tüm bu yaşananlar, toplumun bu tür kayıplara karşı ne kadar duyarlı olması gerektiğini tekrar hatırlatıyor. Belgrad Ormanı gibi doğal alanlar, insanların sağlığı açısından faydalı olabilir; fakat bu alanlarda güvenlik, sağlık ve bilinç olgularının artırılması hayati önem taşımaktadır.
Gürel’in ardında bıraktığı miras, onun duruşu ve sanatı ile yaşamaya devam edecek. Sadece bir kayıp değil, aynı zamanda pek çok insan için bir dönüm noktasıydı. Umalım ki, Ece Gürel’in hikayesi, başka hayatların son bulmasına değil, farkındalığın artmasına vesile olur.