Son günlerde ülkenin dört bir yanında yaşanan kaybolma haberleri yürekleri dağlarken, ne yazık ki bir facianın daha üstü kapandı. 5 gündür kayıp olan 10 yaşındaki Ali Yıldız, ailesinin ve arama kurtarma ekiplerinin umutsuz çabalarına rağmen bulunamamıştı. Ancak, geçtiğimiz gün sulama kanalında yapılan arama çalışmaları sonucunda, Ali’nin cansız bedenine ulaşıldı. Bu üzücü olay, yalnızca ailesini değil, tüm toplumumuzu yasa boğdu ve kaybolan çocuklar meselesini yeniden gündeme taşıdı.
Ali Yıldız, 5 gün önce arkadaşlarıyla oynarken kayboldu. Ailesi, uzun süre kendisinden haber alamayınca durumu polise bildirdi. Derhal başlatılan arama çalışmaları, güvenlik güçleri, gönüllüler ve mahalle sakinlerinin katılımıyla geniş bir alanda gerçekleştirildi. İlk günlerde bölgede yürütülen aramalarda herhangi bir iz bulunamadı. Ancak, Ali’nin kaybolduğu gün yakınlarda bulunan sulama kanalına da dikkat çekilmişti. Aile, arama çalışmalarının bu alanda genişletilmesini talep etti.
4. günden itibaren, sulama kanalının çevresi uzman ekipler tarafından dikkatle incelenmeye başlandı. Alanda yapılan taramalarda, yeni teknolojiler kullanıldı; dronelar ve sonar cihazları gibi ileri düzey ekipmanlar kullanılarak su altında olabilecek tüm izler araştırıldı. Her geçen gün ailesinin umudu azalırken, yerel halk da Ali’nin bulunması için dualar etti. 5. günün sonunda, sulama kanalında yapılan son bir taramada, çocuğun cesedi sudan çıkarıldı. Bu acı haber, bölgede yaşayan insanların katıldığı bir yas sürecini de beraberinde getirdi.
Ali’nin kaybolması ve sulama kanalında bulunan cesedi, çocukların güvenliği konusunu yeniden ön plana çıkardı. Mahalledeki çocukların güvenli bir ortamda oynayabilmesi için ailelere düşen sorumlulukları gündeme getirdi. Uzmanlar, çocukların yalnız başlarına dışarıda oynamalarının riskleri hakkında ailelerin daha fazla bilinçlenmesi gerektiğini vurguluyor. Mahalledeki tüm aileler, çocuklarının güvenliği konusundaki yükümlülüklerini tartışarak, daha güvenli bir çevre oluşturmak için neler yapılabileceği üzerine fikir alışverişinde bulundu.
Ayrıca, yetkililerin bu tür olayların önlenebilmesi için su kenarında ve diğer tehlikeli bölgelerde güvenlik önlemlerini artırması gerektiği konusunda da birçok kişi ısrarcı oldu. Yerel yönetimler, halkın taleplerini dikkate alarak gerekli önlemleri alacağına söz verdi. Yaşanan bu üzücü olay, kayıp çocuklar için oluşturulan güvenlik protokollerinin yeniden gözden geçirilmesini sağladı. Ailelerin daha duyarlı olması ve belgesel programlar aracılığıyla, çocukların güvenliği konusunda toplumsal bilincin artırılması için çalışmalar yapılması da gündeme geldi.
Sonuç olarak, Ali Yıldız’ın kayboluşu ve ardından gelen bu üzücü netice, sadece bir ailenin değil, tüm bir toplumun sarsılmasına sebep oldu. Aileye ve tüm sevenlerine başsağlığı dilerken, kaybolan çocukların güvenliği için yapılacak çalışmalara daha çok ihtiyaç olduğu bir kez daha gün yüzüne çıktı. Çocukların güvende olduğu bir toplum inşa etmek, hepimizin ortak sorumluluğudur.