Yemen, yıllardır süren iç savaş ve dış müdahalelerle sarsılırken, bölgedeki güç dengeleri bir kez daha sarsılıyor. Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki anlaşmazlık, son günlerde tırmanarak sıcak bir savaşa dönüşme tehlikesi taşıyor. Yemen içindeki güç paylaşımını ele geçirmeye çalışan bu iki ülkede, farklı siyasi ve askeri hedefler, çatışmanın derinleşmesine neden oluyor. Ülkede artan gerilim, yalnızca Yemen halkı için değil, Ortadoğu'nun genel istikrarı için ciddi bir tehdit oluşturmakta.
Suudi Arabistan ve BAE, Yemen'de farklı grupları destekleyerek savaşın tarafı haline geldiler. Suudi Arabistan, Yemen hükümetini desteklerken; BAE, Güney Geçiş Hareketi gibi ayrılıkçı gruplara öncülük ediyor. Bu durum, ülkenin geleceği hakkında belirsizlik yaratmakta ve iç karışıklıkları derinleştirmektedir. Yemen'deki çatışmaların sadece askeri boyutunun ötesinde, sosyal, ekonomik ve insani boyutları da önemli bir etkiye sahip. BM raporlarına göre, Yemen halkının büyük bir bölümü açlık, hastalık ve temel hizmetlerin yokluğu gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.
Suudi Arabistan ve BAE'nin Yemen'deki çıkarları, stratejik ve siyasi bir temele dayanmaktadır. Her iki ülke de, İran'ın bölgedeki etkisini sınırlamak ve kendi nüfuzunu artırmak için bu savaşa müdahil olmaktadır. Daha önce imzalanan Cidde Anlaşması ve diğer barış çabalarına rağmen, çatışmalar durmak bilmemektedir. Uluslararası toplumun bu karmaşık durumu çözmek için atacağı adımlar büyük önem taşımakta. Ancak, mevcut koşullar altında kalıcı bir barış sağlanması zor görünmektedir.
Bu arada, ülkenin kuzeyinde bulunan Husi isyancıları, Suudi Arabistan'a karşı sürdürdüğü saldırgan politikalarla karşılık vermekte ve askeri operasyonlar düzenlemektedir. Husi hareketinin bu saldırıları, Suudi Arabistan'da paniğe yol açarken, BAE'nin de cepheye daha fazla güç göndermesi gerekliliğini doğuruyor. Bu durum, sıcak savaş ortamının derinleşmesine ve bölgedeki istikrarın daha da bozulmasına neden olabilir.
Yemen'deki çatışmalar her geçen gün daha da karmaşıklaşırken, Yemen halkı rahat bir nefes alma umudunu kaybetmiş durumda. Her iki ülkenin müdahalesi, uluslararası yardım kuruluşlarının çalışmalarını da zorlaştırıyor. Yerel halk, insani yardımların sağlanmasını beklerken, savaşın yol açtığı yıkımın derinleştiğini gözlemliyor. Her iki tarafın da savaşın getirdiği maliyetleri göze alarak bu durumu sürdürmesi, bölgesel ve uluslararası güvenlik için tehlikeli bir senaryo yaratmaktadır.
Sonuç olarak, Yemen'deki Suudi Arabistan ve BAE arasındaki anlaşmazlık, bölgenin geleceğini yakından etkileyecek bir çalışma çıkmaza girmiştir. Anlaşmazlıkların çözümü için uluslararası bir çaba gösterilmesi kaçınılmazdır. Yemen halkının yaşadığı insani krizin sona ermesi ve kalıcı bir barışın sağlanması için atılacak adımlar, tüm dünya için büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Yemen’in kaderi, sadece bölgedeki iki ülkenin çıkarlarıyla değil, aynı zamanda uluslararası toplumun bu karmaşık soruna ne ölçüde duyarlılık gösterdiğiyle de belirlenecektir.